-
1 oy birliğiyle
with unanimity -
2 голос
fikir,ses* * *м1) врз sesу неё ни го́лоса, ни слу́ха — ne sesi vardır, ne kulağı
го́лос ра́зума — aklın sesi
го́лос обще́ственности — kamuoyunun sesi
подави́ть го́лос оппози́ции — muhalefeti susturmak
2) ( при голосовании) oyпра́во го́лоса — oy hakkı
отда́ть свои́ го́лоса́ за кого-л. — birine oy vermek
го́лоса́ за и про́тив — olumlu ve olumsuz oylar
••в оди́н го́лос — ağız birliğiyle
пла́кать / реве́ть в го́лос — avaz avaz ağlamak
-
3 единодушно
-
4 единодушный
hemfikir* * *единоду́шное одобре́ние чего-л. — bir şeyin oy birliğiyle onaylanması;
они единоду́шны в э́том вопро́се — bu konuda görüşleri birdir / hemfikirdirler
-
5 постановлять
-
6 with unanimity
oy birliğiyle -
7 unaniem
oy birliğiyle adv -
8 παμψηφεί
oy birligiyle -
9 Kraft
1) a. phys güç, kuvvet; (Kern\Kraft) enerji;die \Kraft des Geistes zihin gücü;seine Kräfte sammeln kuvvetini toplamak;unter Aufbietung aller Kräfte bütün [o var] gücüyle;mit aller/letzter \Kraft bütün [o var] /son gücüyle;( nicht) bei Kräften sein gücü yerinde ol(ma) mak;wieder zu Kräften kommen gücüne yeniden kavuşmak;aus eigener \Kraft kendi gücüyle;sie tat, was in ihren Kräften stand elinde olanı yaptı;mit vereinten Kräften güç birliğiyle;das geht über meine Kräfte buna gücüm yetmiyor;die treibende \Kraft itici güç2) ( Wirksamkeit) etki3) Arbeits\Kraft eleman;wir haben eine neue \Kraft eingestellt işe yeni bir eleman aldık4) jur;in \Kraft sein yürürlükte olmak;in \Kraft setzen/treten yürürlüğe koymak/girmek;außer \Kraft setzen yürürlükten kaldırmak;außer \Kraft sein hükümsüz olmak -
10 vereinen
vereinen*I vt ( geh) birleştirmek; ( zusammenführen) bir araya getirmek; ( in Einklang bringen) bağdaştırmak;mit vereinten Kräften güç birliğiyleII vrsich \vereinen ( geh) birleşmek -
11 سوي
سَوِيّ1. sağlıklıAnlamı: sağlam, esen, sıhhatli2. hatasızAnlamı: yanlışlığı bulunmayan3. sıhhatliAnlamı: sağlıklı4. salimAnlamı: esen, sağlam5. gürbüzAnlamı: sağlam, güçlü ve iyi gelişmiş6. ortaklaşaAnlamı: ortak olarak, el birliğiyle7. selimAnlamı: doğru, dürüst, kusursuz8. esenAnlamı: hiçbir hastalığı olmayan9. alışılmışAnlamı: tabiî, normal olan10. alelâdeAnlamı: her zaman görülen, olağan11. sıradanAnlamı: herhangi bir, bayağı12. normalAnlamı: düzgüye uygun, alışılagelene uyan13. adîAnlamı: hiç bir özelliği olmayan, sıradan14. tabiîAnlamı: olağan15. düzAnlamı: yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan16. doğru -
12 ortaklaşa
سوي [سَوِيّ]Anlamı: ortak olarak, el birliğiyle -
13 oy
1. vote. 2. ballot. 3. opinion, view. - birliği 1. unanimity. 2. unanimous vote. - birliğiyle unanimously. - çokluğu majority. - hakkı the right to vote, the franchise. -a koymak /ı/ to put (something) to a vote. - pusulası ballot. - sandığı ballot box. - vermek/-unu kullanmak to vote, cast one´s vote. -
14 with unanimity
oy birliğiyle
См. также в других словарях:
imece — is., top. b. 1) Kırsal topluluklarda köyün zorunlu ve isteğe bağlı işlerinin köylülerce eşit şartlarda emek birliğiyle gerçekleştirilmesi 2) Birçok kimsenin toplanıp el birliğiyle bir kişinin veya bir topluluğun işini görmesi ve böylece işlerin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
müttefiken — zf., esk., Ar. muttefiḳan 1) El birliğiyle, hep birlikte 2) Oy birliğiyle … Çağatay Osmanlı Sözlük
el birliği — is. Bir iş yapmak için birleşme, beraberlik, dayanışma Yeni tiyatro binası projesini el birliğiyle şimdilik bir tarafa bıraktırdık. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller el birliği etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kudurmak — nsz 1) Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak 2) mec. Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek Kudurmuş bir heyecanla döndü. Ö. Seyfettin 3) mec. Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamak Dört tarafı haraca kesen bu kudurmuş oğlanı kodese … Çağatay Osmanlı Sözlük
müşterek — sf., ği, Ar. muşterek 1) Ortak Müşterek mal. 2) Birlikte Bu işte her ikiniz de müştereksiniz. 3) Ortaklaşa, el birliğiyle yapılan veya hazırlanan Müşterek idare. Birleşik Sözler müşterek bahis asgari müşterek … Çağatay Osmanlı Sözlük
müştereken — zf., Ar. muştereken Ortaklaşa, birlikte, el birliğiyle Eğer o razı olmazsa masrafı müştereken veririz. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortaklaşa — zf. 1) Ortak olarak, el birliğiyle, müştereken, kolektif Ortaklaşa bir oyun yazmamızı önerecek kadar beni onurlandırdı idi. H. Taner 2) is. Ortak iş İkisi de onun adına bu cendereye girdiklerini söylüyorlarmış, başkaca bir ortaklaşaları da yokmuş … Çağatay Osmanlı Sözlük
vatani — sf., Ar. vaṭanī Yurtsal Hepimizin el birliğiyle ve samimiyetle çalışmamız vatani bir vazifedir. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler vatani görev vatani vazife … Çağatay Osmanlı Sözlük